Era Kolejleri PDR biriminden Psikolog İlayda İrem Sanağ, sevgiyi müziğe benzetiyor. “Müziğin sesini duymayanlar dans edenlerin deli olduğunu düşünürler” sözünde olduğu gibi sevgiyi hissetmeyenler de sevilmenin kişiye kattıklarını öğrenemiyor. Güçlükler karşısında yılmadan, yaşamla dans eden çocuklar yetiştirmek için onlara sevginizi her zaman hissettirin. Bırakın müziği duysunlar ve yaşama katılsınlar. Psikolog Sanağ’ın sevgiyi daha kolay somutlaştırmak ve yaşamın içine katabilmek için önerdiği egzersizler de bu konuda işinize yarayabilir.
Doğduğumuzda, annemizin sıcak kollarında ninnilerle karşımıza çıkar müzik, hayatımız sona erdiğinde ise ağıtlarla… Era Kolejleri PDR biriminden Psikolog İlayda İrem Sanağ, çocuk için sevginin önemini anlatırken bu soyut kavramı müziğe benzetiyor: “Duymasını bilenler için tüm yaşamımızda vardır müzik. Bazen bebeklerin çıkardığı anlamsız ama tatlı seslerde, bazen bir annenin çocuğuna söylediği türkülerde… Şarkılarla ya da bir ney sesiyle huzura kavuştuğumuz ilahi aşkta duyarız müziği. Hayatın farkındalığını yakalamak için o müziğin sesini duymakla geçiririz tüm yaşantımızı. Bir çocuğa farkındalık kazandıran ve yaşamına anlam yükleyen ise sevgidir.
Sevgi, Çocuğu Besler
Anne babasının sevgisi ile büyüyen çocuk, aldığı sevgiyle kendini besler. Bu sevgiyi, daha sonra sosyal yaşantısındaki kişilere/nesnelere yansıtır. Oyuncaklarını sever, arkadaşlarını sever, doğayı sever… Sevmeyi öğrenmişse sevebileceği şeyleri yapmaya yönelir. Çocuk, sevdiği şeyi yapmayı önce hayal eder. Hayal gücünü aktif olarak kullanan çocuğun sağ beyin gelişimi önemli ölçüde desteklenir. Beyin gelişimi desteklenen çocuk, olaylar arasında bağlantı kurabilmede, yüz ifadelerini ve davranış biçimlerini yorumlamada daha aktif olacaktır. Çocuğa, “Büyüyünce ne olmayı düşünüyorsun?’’ diye sorarken, neleri sevdiğini öğrenmeye, soyut olan sevgi kavramının zihninde nasıl somutlaştığını öğrenmeye çalışırız. Severek yaptığı her işte başarının gelmesi kaçınılmazdır”.
Sevgi Egzersizi Olur Mu Demeyin, Mutlaka Deneyin